SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

NAMAZ BAHSİ

<< 489 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

226 - (489) حدثنا الحكم بن موسى أبو صالح. حدثنا هقل بن زياد. قال: سمعت الأوزاعي. قال: حدثني يحيى بن أبي كثير. حدثني أبو سلمة. حدثني ربيعة بن كعب الأسلمي؛ قال:

 كنت أبيت مع رسول الله صلى الله عليه وسلم. فأتيته بوضوئه وحاجته. فقال لي "سل" فقلت: أسألك مرافقتك في الجنة. قال "أو غير ذلك؟" قلت: هو ذاك. قال "فأعني على نفسك بكثرة السجود".

 

{226}

Bize Hakem b. Musâ Ebu Salih rivayet etti. (Dediki): Bize Hikil b. Ziyâd  rivayet etti. Dediki; Evzâi'den dinledim, Dediki; Bana Yahya b. Ebî Kesir rivayet etti. (Dediki): Bana Ebu Seleme rivayet etti. (Dediki): Bana Rabîatü'bnü Kâ'b El-Eslemî rivayet etti. Dediki:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte gecelemekteydim. Kendisine abdest suyunu ve ihtiyacı olan şeyleri getirdim. Bunun üzerine bana:

 

«Dile!» dedi. Ben:

 

  Cennette senin refikin olmayı dilerim... dedim. «Yahut bundan başka bir şeyi...»  buyurdular. Ben:

 

— Dileğim budur! dedim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

«O halde çok secde etmek suretiyle nefsin için bana yardımcı ol» buyurdular.

 

 

İzah:

485 / 225 nolu Hadis'te Hz. Sevbân'in birinci ve ikinci defada susmayı tercih ederek birşey söylememesi yâ vereceği cevap hakkında düşündüğü, yahut söyleneni iyi anlaması için muhatabının merakını celbetmek istediği içindir. Hadîsin zahirinden anlaşılan mânâya göre çok secdeden murâd: secdeyi uzatmak değil, sayısını çoğaltmakdır.

 

Hz. Rabîa'nın cennette Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile refîk olmayı istemesi ona çok görülemez. Çünkü onun bu isteği Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile her cihetten müsavi olmayı iktizâ etmez. Yalnız elde edilmesi pek müşkil olan bir mümkini istemiştir. Onun bu dileğine karşı Fahr-i Kâinat (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) efendimizin:

 

«Yahut bundan başka bir şey!..» buyurması, ulemâdan bâzılarına göre derecede müsâvî olmayı istediğini anladığı içindir. Yâni Bu imkânsızdır. Sen başka bir şey dile! demek istemiştir. Fakat bâzıları Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in bu sözü bu mânâya almadığını, çünkü Peygamberlerle ümmetlerinin biribirlerine müsâvî olmaları imkânsız bulunduğunu söylemişler ve: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun pek güç elde edilebilecek bir şeyi istediğini anlayarak:

 

«Yahut daha başka birşey iste: yâni elde edilmesi pek güç olmayan bir şey dile! buyurmuştur.» demişlerdir.

 

Ancak bu mânâlar hadîsdeki «ev» harfinin sakin okunduğuna göredir. Bu kelimenin «eve» şeklinde okunması da caizdir. Bu takdirde «hemze» suâl, «vav» da atıf edatı olmuş olur. Ve cümle: «Sen kolayı bırakıp da elde edilmesi müşkil olan bir şeyi mi istiyorsun?» mânâsına gelir.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hz. Rabîa'nın dileğinde ısrar ettiğini görünce:

 

«O halde çok secde etmek suretiyle nefsin için bana yardımcı ol!»

 

buyurmuşlardır, ki; dilek pek büyük olduğu için bu hususta sadece istemenin kâfî gelmediğine işarettir.

 

Bu Hadîs-i, şerîf çok secde etmeğe teşvik etmektedir. Buradaki secdeden murâd namaz secdesidir. «Çok secde etmek kıyamı uzun tutmakdan efdâldir» diyenler bununla istidlal ederler.

 

Çok secdeye teşvik buyurulmasının sebebi bundan evvelki bâbda görüldüğü vecihle secde, kulun Allah'ına en yakın bulunduğu hâl olmasındandır. Bir de secde Allah Teâlâ'ya karşı son derece kulluk ve tevâzu arzeden bir haldir. Bu hâlde insanın en şerefli âzası olan yüzü toprağa sürülür ve bu suretle Allah'a tevazu ve ubudiyet kemâliyle arz olunur.